Türkiye, bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru ilerlerken, siyasi kulislerde en çok tartışılan konulardan biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı meselesi. Anayasa’ya göre bir kişi en fazla iki dönem Cumhurbaşkanlığı yapabiliyor. Erdoğan ise bu sınırı doldurmuş durumda. Ancak son günlerde gündeme gelen yeni bir iddia, siyasi dengeleri değiştirecek nitelikte: Ünlü gazeteci İsmail Saymaz, Erdoğan’ın görev süresinin sıfırlanması için Anayasa’da “Cumhurbaşkanı” ifadesinin “Başkan” olarak değiştirilmesinin planlandığını öne sürdü. İki Dönem Sınırı ve Adaylık Tartışması 2017 referandumu ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 2018 yılında yürürlüğe girdi. Bu sistemle birlikte Türkiye’de parlamenter sistem sona erdi ve başkanlık benzeri bir modele geçildi. Yeni sistemde bir kişi en fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebiliyor. Erdoğan 2014 ve 2018 yıllarında seçilmiş, 2023 seçimlerinde de yeniden aday olmuştu. Muhalefet cephesi, Erdoğan’ın artık tekrar aday olamayacağını savunurken, iktidar kanadı “2018 öncesi dönemin sayılmaması gerektiğini” belirtiyor. Meclis Kararı veya Anayasa Değişikliği: İki Resmi Yol Mevcut anayasa çerçevesinde Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için iki yol bulunuyor: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimleri yenileme kararı alması: Anayasaya göre TBMM seçimlerin yenilenmesine karar verirse, mevcut Cumhurbaşkanı bir kez daha aday olabiliyor. Anayasa değişikliği yapılması: 360 milletvekilinin oyu ile referanduma götürülebilecek bir değişiklik ya da 400 oy ile doğrudan kabul edilebilecek bir düzenleme ile Cumhurbaşkanı’nın görev sürelerine dair hükümlerin değiştirilmesi mümkün. Yeni Formül: “Başkan” Tanımıyla Süre Sıfırlanabilir mi? İsmail Saymaz’ın ortaya attığı yeni iddiaya göre, Erdoğan’ın yeniden adaylığının önünü açmak için üçüncü bir yöntem gündeme geldi: Anayasa’da yer alan “Cumhurbaşkanı” ifadesi “Başkan” olarak değiştirilecek. Böylece sistemin terminolojisi değiştirilecek ve Erdoğan’ın daha önceki görev süreleri, bu yeni tanımın dışında tutularak “sıfırlanmış” sayılacak. Saymaz, bu stratejinin bir “hukuki manevra” olarak planlandığını ve Erdoğan’ın tekrar adaylığının bu yolla meşrulaştırılmaya çalışılacağını öne sürdü. Ancak bu formülün hukuki ve siyasi meşruiyeti, Türkiye'de büyük tartışmalara yol açabilir. İmamoğlu Engeli: Muhalefetin Alternatif Adayı Tehlikede mi? Bu gelişmelerin gölgesinde muhalefet cephesinde de dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ceza davası ve diploma tartışmaları, onun Cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü kesebilecek potansiyel gelişmeler olarak değerlendiriliyor. Silivri Cezaevi'nde tutuklu olduğu belirtilen İmamoğlu için, verilecek herhangi bir ceza kararı ya da diplomasına ilişkin bir iptal, adaylık sürecini doğrudan etkileyebilir. DEM Parti ile Anayasa Pazarlığı mı? Öte yandan, siyasi kulislerde konuşulan bir başka önemli başlık ise Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile DEM Parti arasında yürütüldüğü iddia edilen anayasa değişikliği pazarlığı. Özellikle “Öcalan açılımı” söylemleriyle gündeme gelen bu süreçte, Erdoğan’ın adaylığına kapı aralayacak anayasal düzenlemelerin DEM Parti’nin desteğiyle mümkün olabileceği değerlendiriliyor. Siyasi Gelecek Belirsiz: Yeni Dönemin Eşiğinde Türkiye Türkiye, sadece yeni bir seçim dönemine değil, aynı zamanda anayasal ve sistemsel bir dönüm noktasına doğru ilerliyor. Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için uygulanacak yol, Türkiye siyasetinin yönünü ve demokrasi tartışmalarını derinden etkileyebilir. “Başkan” tanımı ile sürenin sıfırlanması fikri, yalnızca teknik bir değişiklik değil, aynı zamanda siyasi iktidarın devamı için yapılacak derin bir stratejik hamle olarak değerlendiriliyor. Anayasa’da yapılacak bu tür bir değişiklik hem iç hukuk hem de uluslararası demokrasi normları açısından yakın takip altında olacak. Tüm bu gelişmeler, önümüzdeki aylarda Türkiye’nin siyasi gündemini belirleyecek en sıcak başlıklar arasında yer alıyor.