Erdoğan'ın sert çıkışı kabineyi karıştırdı: 2026'yı hedef gösterdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son kabine toplantısında yaptığı açıklama, hem AK Parti içinde hem de yandaş medya cephesinde tartışmalara sebep oldu.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son kabine toplantısında yaptığı açıklama, hem AK Parti içinde hem de yandaş medya cephesinde ekonomi politikalarının geleceğine dair yeni tartışmaları ateşlendirdi. Toplantıda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı sıkı para politikalarına bağlı kalarak birçok bakanlığın ek bütçe ve zam taleplerinin reddedildiği iddia edildi. Erdoğan’ın bu taleplere verdiği net yanıt ise “Bu yıl Mehmet’i zorlamayın. 2026 refah yılı olacak" oldu. Yeni Şafak gazetesi, 26 Mayıs’ta yayımladığı manşetle Şimşek’in ekonomi politikalarına sert bir çıkış yaptı. “Faiz arttı, döviz fırladı, enflasyon tırmandı” başlığıyla yayımlanan haber, iktidar çevresinden gelen en ciddi eleştirilerden biri olarak dikkat çekti. Gazete, sanayideki durgunluk, artan şirket iflasları ve azalan üretim üzerinden mevcut ekonomi yönetimini sorguladı.Aynı günlerde Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Şimşek’e açık destek verdi. Selvi, köşe yazısında Erdoğan’ın kabine içindeki duruşunu yansıtarak, Şimşek’in uyguladığı politikaların arkasında durduğunu belirtti. “Mehmet Şimşek güven veren bir isim. Göreve geldiğinden beri enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ediyor” ifadelerini kullandı.Selvi’nin yazısında aktardığına göre, kabine toplantısında bazı bakanların artan maliyetler nedeniyle ek kaynak talepleri gündeme gelse de, Erdoğan bu talepleri geri çevirdi. Cumhurbaşkanının 2026’yı "refah yılı" olarak işaret etmesi, kısa vadeli popülist adımların yerine, uzun vadeli ekonomik istikrarın hedeflendiğini gösteriyor.Yeni Şafak’ın eleştirileri ile Selvi’nin desteği bir arada değerlendirildiğinde, AK Parti içinde ekonomi politikaları üzerinden farklı yaklaşımların olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle yerel seçimlerden sonra, partide bazı isimlerin kamu harcamalarının artırılmasını, sosyal yardımların genişletilmesini ve yatırımların hızlandırılmasını savunduğu biliniyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamaları, sadece iç politikaya değil, aynı zamanda dış yatırımcılara ve uluslararası finans çevrelerine de verilmiş stratejik bir mesaj olarak okunuyor. Popülist adımlar yerine, orta ve uzun vadede kalıcı istikrar hedefleyen bir ekonomi yaklaşımı benimsenmiş gibi görünüyor. Ancak bu tercihin, siyasi ve toplumsal sonuçları kaçınılmaz olacak. AK Parti içindeki sabır eşiği ve seçmen nezdindeki beklentilerin nasıl yönetileceği, bu sürecin seyrini belirleyecek.
